
Sadece kişinin fazla kilolarından kurtulması değil, aynı zamanda yandaş hastalıkların tedavisi de sağlanır. Kas ve iskelet sistemindeki bozukluklar başta olmak üzere akıllı egzersiz, masaj vb. uygulamalarla kişinin genel sağlığının da düzeltilmesi hedeflenir.
Programın Hedefleri
- Sağlıklı kilo vermeye destek olmak,
- Vücut yağ oranının azaltmak,
- Daha fazla kilo alınmasının önüne geçmek,
- Obezite ile birlikte görülen diğer hastalık risklerinin ortadan kaldırmak,
- Daha fazla fiziksel aktiviteye katılımın sağlamak,
- Sağlıklı ve dengeli beslenme alışkanlıkları kazandırmak,
- Yaşam kalitesini yükseltmek,
- Obeziteye neden olan psikolojik faktörleri farketmek ve değiştirmek.
Obezite nedir?
Dünyada gittikçe artan obezite ciddi bir kronik sağlık sorunudur. Kişilerin sağlıklarının, yaşam kalitelerinin bozulmasına ve erken ölümlere neden olmaktadır. Klinik uygulamada, obezite düzeyinin belirlenmesi için genellikle beden kütle indeksi (BKİ) kullanılmaktadır. Beden kütle indeksi (BKİ), vücut ağırlığı [kg] / Boy uzunluğu [m2] olarak hesaplanmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’ne göre;
Fazla kiloluluk: BKİ: 25.0-29.9 kg/m2,
Obezite: BKİ ≥ 30 kg/m2 olarak kabul edilmektedir.
Obezitenin neden olduğu hastalıklar nelerdir?
Aynı zamanda obezite birçok hastalığa da yol açmaktadır.
Bunlar;
- Tip 2 diyabet,
- Tansiyon hastalıkları,
- Çarpıntı, nefes darlığı gibi belirtiler,
- Kalp ve damar hastalıkları,
- Kas ve iskelet sistemi hastalıkları,
- Rahim, pelvik ve bağırsak hastalıkları,
- Uyku apnesidir.
- Obezitenin nedenleri nelerdir?
- Genetik faktörler,
- Metabolizma yavaşlığı,
- Kalorisi ve yağ oranı yüksek yanlış beslenme alışkanlıkları,
- Hareketsiz yaşam ve egzersizin yokluğu,
- Psikolojik ya da psikiyatrik nedenlerdir.




OBEZİTE TEDAVİSİ
Obezite tedavisinde, alanında uzman bir sorumlu hekim, diyetisyen, klinik psikolog, spor eğitmeni ile birlikte bütüncül bir şekilde fazla kilolardan kurtulmak, sağlıklı yaşam, kiloyu sürdürme ve psikolojik sağlamlığın gelişmesi amaçlanmaktadır. Diyetisyenin görevi, beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi, yağ ve kalori oranları düşük besinlerin tercih edilmesi ve porsiyonların küçülmesini sağlamaktır. Spor eğitmeninin görevi, kişinin genel vücut yapısı ve sağlığına uygun bir egzersiz programı hazırlamaktır. Klinik psikoloğun görevi ise kişinin kilo verememesinin altında yatan sebepleri bulmak, hastanın bilinçlenmesini sağlamak, işlevsiz düşünce hatalarını keşfetmek ve değiştirmeye yönelik müdahaleler yapmak, motivasyon kazandırmak üzerine bireysel görüşmeler ve grup terapileri yapmaktır.
TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Beslenme Tedavisi: Beslenme tedavisinin temelini bireyin yaşına, cinsiyetine, fiziksel aktivite durumuna, yaşam şekline ve fizyolojik durumuna uygun besin öğelerinin yeterli ve dengeli bir şekilde sağlanması ve yanlış beslenme alışkanlıkları yerine doğru ve kalıcı beslenme alışkanlıkları kazandırılması oluşturmaktadır. Bireyin günlük enerji alımı, haftada 0.5- 1.0 kg ağırlık kaybını sağlayacak şekilde azaltılmalıdır. Birey yavaş ve uzun sürede zayıflatılmalıdır. Vücut ağırlığında hedeflenen düzey kişinin olması gereken ideal kilosu veya ideal kilonun üzerinde bir vücut ağırlığı olabilir. Vücut ağırlığı hedeflenen düzeye geldiğinde tekrar kilo almayı engellemek ve sürekli istenen düzeyde tutmak en önemli hedeflerden biridir.
Bilişsel ve Davranışçı Terapi
Fiziksel aktivite ve diyet tedavisine ek olarak psikolojik terapiler de birlikte yürütülür. Hastanın motivasyonunu değerlendirip iş birliği içinde obezite tedavi planı hazırlanır. Davranış tedavisi, yemek alışkanlığını değiştirme, grup terapisi ile desteklendiğinde çok daha etkili olmaktadır. Obezite tedavisinde yararlı olduğu bildirilen davranışçı yaklaşımlar arasında kendini izleme, stres yönetimi, uyaran kontrolü, problem çözme becerisi, kendini ödüllendirme, bilişsel yeniden yapılandırma ve sosyal destek sağlanması bulunmaktadır.
Kendini izlemede hastadan kalori alımı, egzersizleri veya ilaç kullanımı gibi davranışlarını veya bunların sonuçlarını izlemesi ve kaydetmesi istenir. Böylece, hasta obeziteye neden olan davranışlarının farkına varır. Örnek olarak, yeme ataklarının, gece yemesinin, sinirlilik-gerginlik anlarında yeme gibi patolojik durumlarının farkına varmaktadır. Uyaran kontrolünde hastanın tuttuğu kayıtlar yoluyla televizyon seyrederken atıştırma gibi kötü yemek yeme davranışını tetikleyen etkenleri belirleyip bunları kontrol altına alması istenir.
Obez hastaların geçmişleri çok sayıda başarısız diyet ve egzersiz girişimler, verilen kiloyu koruyamama, hayal kırıklıkları, okul, iş ve sosyal yaşamlarında maruz kaldıkları ayırımcılık ve etiketlenme öyküleri ile doludur. Hastanın bir kilo verme programına katılması için kendini hazır hissetmesi ve motive olması gereklidir. Obez bir hastaya destek olabilmek için, geçmişteki başarı ve başarısızlık öykülerini iyi öğrenmek, sorunların kaynağını tespit etmek, yeme davranışlarını etkileyen faktörleri belirlemek ve daha sonra tüm bu sorunları giderebilecek yöntemleri ortaya koymak gerekir. Başarısızlıklarının en sık görülen nedenleri arasında, gerçekçi olmayan hedefler belirlemiş olmak, yanlış tutum ve davranışlarının farkında olmamak yer almaktadır.
Uygun yöntemlerle yanlış davranışların farkına varılması ve kalıcı davranış değişikliği sağlayacak yöntemler başarıyı artırır. Bu süreçte gerek uzmanların desteği gerekse sosyal ve yakın çevre desteğini çok önemlidir.
Grup Terapileri
Klinik psikolog eşliğinde yürütülen grup terapilerinde, psikoeğitim, benlik saygısı, beden algısı, motivasyon, beden-zihin farkındalığı, problem çözme becerileri, beslenme alışkanlıkları, ödül ceza sistemleri, duyguları tanıma ve ifade etme konuları üzerine ağırlık verilmektedir. Aynı zamanda, gevşeme ve nefes egzersizleri ile de desteklenmektedir.
Fiziksel Egzersiz Tedavisi
Fiziksel etkinliğin arttırılması hem obezite tedavisinde hem de verilen kilonun korunmasında çok önemlidir. Tek başına fiziksel aktivite artışının kilo vermeye katkısı, kalori kısıtlamasına göre daha fazla değildir. Ancak, fiziksel etkinliği arttırmanın kilo verme dışında, viseral yağın azalması, kas kitlesinin artması, insülin direncinin azalması, kan basıncının ve lipid profilinin düzelmesi gibi birçok ek faydası vardır. Düzenle egzersiz yapanlarda, koroner arter hastalığı ve ölüm oranlarının çok daha az olduğu gösterilmiştir. Fizik aktivite, kişinin özgüveninin artması ve yeniden kilo almasının önlenmesi acısından da çok önemlidir. Fiziksel etkinliklerin arttırılmasına yönelik öneriler, mutlaka bireyselleştirilmeli ve sürdürülebilirliği takip edilmelidir. Çünkü, fiziksel etkinlikler, hastaların alışkanlıkları, sosyokültürel özellikleri, ekonomik koşulları doğrultusunda büyük farklılıklar gösterebilir. Yürümek, fiziksel etkinlikler içinde en kolay ve herkes tarafından en rahat uygulanan yöntemdir. Fiziksel aktivitenin, daha az taşıt kullanmak, hızlı tempoda yürümek, asansöre binmemek ve aktif/ hareketli kişilerle birlikte olmaya özen göstermek gibi günlük yasamla uyumlu şekilde artırılması da önemlidir. Başlangıçta haftada en az 150 dakika orta yoğunlukta egzersiz önerilmektedir.
OBEZİTE VE PSİKOLOJİK ETKENLER
Obezitenin altında birçok psikolojik etken bulunmaktadır. Obezite ile öncelikli olarak duygular ilişkilidir. Duygular yeme davranışını oldukça etkilemektedir. Ancak etkisi kişiden kişiye değişmektedir. Kimi, duyguları ile baş edemediğinde besin alımını arttırırken, kimi de azaltabilmektedir. Özellikle üzüntü, stres ve öfke duyguları hissedildiğinde yemek yeme davranışı artmaktadır. Kişi bir kısır döngünün içine girmektedir. Mutsuz olmak yeme davranışını tetikler ve kişi yediği için daha mutsuz olmaktadır. Bu nedenle, kişiye özgü duygular ele alınmakta ve bu olumsuz duygular bireysel görüşmelerde ve grup terapilerinde ele alınmaktadır.
Duygusal yemede olumsuz duygulardan kaçmak için besinlerden yararlanılır. Duygusal yeme obezite, yeme bozuklukları, depresyon gibi rahatsızlıklara neden olmaktadır. Özellikle obezite hastalığına sahip bireylerde duygusal yeme gözlenmiştir. Bu nedenle obezitenin psikolojik tedavisinde duyguların beslenme üzerindeki etkisi üzerinde durulmaktadır. Duygusal yemeden korunmak için sağlıklı ve dengeli beslenme alışkanlığı kazanmak oldukça önemlidir. Bunun yanı sıra, yeme alışkanlıklarını düzenlemek, farkındalık kazanmak, duygu ve besin günlüğü oluşturmak, egzersiz alışkanlığı kazanmak da tedavinin önemli parçalarındandır.
Obezitesi olan bireylerde, özgüven eksikliği, değersizlik duyguları, kendini ifade etmede güçlük, beden algısı ve benlik saygısında problemler görülmektedir. Benlik saygısı bireyin duygusal, zihinsel, bedensel ve toplumsal özelliklerinin gerçekçi bir şekilde farkında olması ve kabul etmesi ile ilişkilidir. Böylelikle birey kendisini sevmemekte, zayıf görmektedir. Bu da çökkün duygudurumuna, depresyona, anksiyete bozukluklarına ve uyku problemlerine sebep olmaktadır.
Obezitenin nedenlerine ilişkin olarak, davranışçı model, obezitenin kişide rahatsızlık uyandıran olumsuz duyguları azaltmak amacıyla uygunsuz yeme davranışlarının pekiştireç olarak kullanılmasıyla birlikte öğrenilmiş bir durum olduğunu savunmaktadır. Bilişsel model ise, kişinin bilgi işleme süreçlerinde yanlışlar olduğunu, düşünce hatalarının ve işlevsiz inançlara sahip olduklarını savunmaktadır. Böylece, bilişsel ve davranışçı model birlikte ele alındığında, obezite tedavisinde düşünce, duygu, davranış ve sosyal destek üzerine odaklanılmaktadır.
OBEZİTENİN PSİKOLOJİK TEDAVİSİ
Obezite hastalığına sahip bireylerin geçmişlerinde çok sayıda başarısız kilo verme girişimleri, hayal kırıklıkları, günlük yaşamlarında problemler ve işlevselliklerinde bozulmalar görülmektedir. Öncelikle bireyin, tedaviye istekli ve hazır olması oldukça önemlidir. İlk aşamada, hastadan geçmiş yaşantısı, başarısız diyet ve egzersiz girişimleri, kilo verememenin altında yatan nedenler iyi bir şekilde değerlendirilir. Hasta ve psikolog iş birliği içerisinde, hastanın yanlış tutum ve davranışlarını da tespit ederek, gerçekçi bir hedef belirlerler.
Obezitenin psikolojik tedavisinde hem düşünceyi hem de davranışı değiştirmek amaçlanmaktadır. Yeme davranışında kendini izleme, alışkanlıkları değiştirmeye yönelik hedefler koyma, psikoeğitim, hastalık hakkında bilinçlenme ve farkındalık kazanma, egzersiz yapması için teşvik etme, motivasyon kazandırma, sorun çözme eğitimi, grup terapileri ve bireysel görüşmeler mevcuttur. Obeziteyi başlatan ve sürdüren etkenlerin kavramsallaştırılması ve kalıcı değişim için bu etkenlerin daha işlevsel olanlar ile değiştirilmesi sağlanmaya çalışılmaktadır. Kilo verememenin önündeki engelleri ortadan kaldırmak önemlidir.
Amaçlardan biri ise kişinin gerçekçi kilo hedefleri koymasını sağlamak ve değerlendirme yapmasını sağlamaktadır. Sonuç olarak, psikolojik olarak sağlamlaşırken bir yandan da kilonun verilmesi, sabit tutulması ve kiloyu korumak için becerilerin edinilmesidir.